Aşağıdaki yazının orjinalini ilk okuduğumda aklıma gelen şey, “Neden ülkemizde kimse böyle yazılar yazmıyor?” oldu. İkinci sorum: “Acaba Türk erkeklerinden kaç tanesi oğulları ile böyle bir konuşma yapabiliyor?”. Her gün sokakta kadınları (sözlü ya da sözsüz) taciz eden erkekler aklıma geldi. Onların kadınlara olan bakış açılarını düşünmeye çalıştım. Onları bu konuda hiç uyarmamış, belki de bu tacizleri desteklemiş olan babalarını düşündüm. Belli ki eylemleri gerçekleştirenler bu konuda benim kadar düşünmüyorlardı. Çünkü kimse onlara bu konuda düşünmeleri gerektiğini söylememişti. Kadının eteğinin kısalığı, neresini açıp açmadığı daha önemliydi. Oysa, yazar ve aktivist Jackson Katz’ın dediği gibi: “Kızlarımızla Miley Cyrus hakkında değil, oğullarımızla Robin Thicke hakkında konuşmamız gerekiyor”.
Yazı, İndiana eyaletinde Christ Community Kilisesi’nde çalışan papaz Nate Pyle’a ait:
Bir gün oğlumla o konuşmayı yapmak zorunda kalacağım. Yok, anne babaların konuşmaktan korktuğu ve çocukların utandıkları o malum konuşma değil. Ben insanları rahatsız etmekten hoşlanırım, o yüzden eminim o konuşma eğlenceli olacaktır. Benim bahsettiğim şey başka bir konuşma. Erkeklerin gözlerinin sık yaptığı o şeyi (şehvet objesini takip etmek) onun da yaptığını farkedince yapacağım. Ben bunu farkedince muhtemelen alış veriş merkezinde olacağız, çünkü babalar oğullarıyla sık sık oralara giderler. Belki de sahildeyken o bakışını farkedeceğim. Nerede olacağı çok da önemli değil. Bu bakışı bir gün göreceğim ve de bu konuşmayı yapmanın zamanı gelmiş olacak.
Gel bakalım şöyle. Seninle konuşmak istiyorum. Ona baktığını gördüm. Seni yargılamıyorum, utandırmak da istemiyorum. Niye yaptığını biliyorum. Ama bu konu hakkında konuşmamız lazım. Çünkü bir kadına nasıl baktığın çok önemli. Pek çok kişi sana, bir kadının seni yoldan çıkarmamak için nasıl giyindiğine dikkat etmesi gerektiğini söyleyecek. Ben de sana şunu söylemek istiyorum. Sabahları giyinmek, bir kadının sorumluluğudur. Ne giyerse giysin, ona bir insan olarak bakmak da senin sorumluluğundur. Gözlerin ona kaydığında, onu giydiği ve giymediği şeyler için suçlamak içinden geçebilir. Ama yapma. Kendini kurban yerine koyma. Konu gözlerinin nereye baktığı olunca, çaresiz bir kurban değilsin. Onlar üzerinde tamamen kontrolün var. Bu kontrolü kullan. Onun gözlerine bakmaya çalış. Onun kıyafetlerini veya vücuduna değil, ona bakmaya çalış. Kendini kurban yerine koyduğun zaman, sadece dışarıdan gelen etkilere tepki veren ve doğruyu yanlıştan ayıramayan biri olduğun yalanına destek olursun. Bana bak. Bu saçma sapan bir yalan. Sen bundan daha fazlasısın. Baktığın kadın da üstündeki kıyafetlerden daha fazlasıdır. Vücudundan ibaret değildir.
Kadınları objeleştirmek üstüne çok konuşuluyor ve bu çoğunlukla doğru. Bir insanı seviyorsan onları bir eşyaya indirgemezsin. Bir insanı (kadın ya da erkek) objeleştirdiğinde insanlıktan çıkmış oluyorsun. Kadınların giyinmesi üzerine iki görüş var. Bunlardan herhangi birine inanmak için baskı görebilirsin. Bu görüşlerden biri, kadınları erkeklerin ilgisini çekmek için giyindiklerini söyler. Diğeri de kadınların, kendilerini erkeklerden korumak için giyindiklerini. Oğlum, sen bu iki görüşe inanacak kadar aciz değilsin. Bir kadın, ya da herhangi bir insan kıyafetleri ile senin dikkatini çekmek zorunda kalmamalı. Sen sadece insan oldukları için onlara hakkettikleri ilgiyi zaten veriyor olmalısın. Diğer yandan, bir kadın kendini senden koruması gerektiğini düşünmemeli. Sen kendine hakim olmalısın. Ne yazık ki iki cinsiyetin birbirleri ile ilişkilerinin temelinde çoğu zaman korku var. Reddedilme korkusu, zarar görme korkusu, kontrolünü kaybetme korkusu. Bazı açılardan kilise de buna katkıda bulundu. Birbirimizden korkuyoruz çünkü diğer insanının tehlikeli olduğunu öğrenmişiz. Kadın vücudunun erkeği günaha davet ettiğini öğrenmişiz. Kadın vücudunu fazla gösterirse erkeklerin salakça şeyler yaptığını öğrenmişiz. Şu konuda anlaşalım: Kadın vücudu senin için tehlike arz etmez. Sana zarar vermez. Aptal şeyler yapmana sebep olmaz. Salakça şeyler yaparsan, bunları yapmayı sen seçmişsindir. Yani, kadın ve erkek arasındaki korkuya katkıda bulunma. Kadın vücudu güzel, muhteşem ve gizemlidir. Onu kendi umutları, düşleri ve deneyimeri olan bir birey olarak görerek onun vücudunu da onurlandır. Onun kendine güvenmesine izin ver. Cesaretini destekle. Ama bunu sakın onun güçsüz olduğunu düşünerek yapma. Bu insanların inandığı en büyük saçmalıklardan biri. Kadınlar erkeklerden güçsüz değildir. Güçsüz cinsiyet değil, öteki cinsiyettirler.
Sana kadınlara bakmamanı söylemiyorum. Tam tersi, onları görmeni söylüyorum. Onları gerçekten gör. Hem gözlerinle, hem kalbinle. Hislerini gıdıklayan bir şey görmek için değil, bir insanı görmek için. Umut ediyorum ki, onlara olan bakışın değişince, onların yanındaki halin de değişecek. Onların sadece etrafında bulunma, onlarla beraber ol. Çünkü günün sonunda, onlar da seninle beraber olmak istiyor. Yargılanma, utandırılma, objeleştirilme veya dışlanma korkusu olmadan yanında olmak istiyorlar. Bunu sadece kadınlar değil, herkes ister.
Bunu sen de istersin.
Kaynak: Yasemin BARLAN
http://www.5harfliler.com/bir-kadini-gormek-bir-baba-ve-ogul-arasindaki-diyalog/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder